Evimizin musluğundan akan suyu A.O Smith’in üstün teknolojisi ile güvenle arıtıp, gönül rahatlığı ile içmenin sağlığımıza ve aile bütçemize pek çok olumlu etkisini Su Arıtma Cihazına Sahip Olmanın Avantajları başlıklı blog yazımızda değinmiştik. (https://www.aosmithevimde.com/blog/su-aritma-sahibi-olmanin-14-avantaji)
Bu avantajlardan biri de su arıtma cihazı kullanmanın ambalajlı su kullanma oranını ciddi ölçüde düşürüp, çevreye olumlu katkı sağlaması olarak sayılabilir. Dilerseniz önce şişelenmiş su endüstrisine ve şişelenmiş suların çevreye olumsuz etkisine veriler ışığında göz atalım:
Türkiye’de ve ABD’de Şişelenmiş Su Tüketimi ve Karbon Ayak izi
Ülkemizde ilk kez 1997’de Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan bir yönetmelikle damacana su satışına izin verildi. Yani ambalajlı ve şişelenmiş su sektörü raflardaki yerini alalı yaklaşık 25 yıl oldu. SUDER’e göre*, 2019 itibariyle ambalajlı sularda yıllık toplam üretim 11.7 milyar litre ve kişi başı yıllık tüketim 149 litre. Kişi başına 149 litrelik suyu, ortalama olarak 68 litre plastik ve cam ambalajda, 81 litre olarak da damacana şeklinde tüketiyoruz. Türkiye’de 1 kişinin 1 yılda tükettiği 149 litre şişelenmiş suyun karbon ayak izi ise en düşük hesaplamayla yaklaşık 4.5 kg karbondioksite denk geliyor. Dünyada ise ABD verilerine göre yıllık (2015) tüketilen şişelenmiş su miktarı yaklaşık 45 milyon litre (11.7 milyon galon). 2017’de ise kişi başına 155 litre (42.1 galon) şişelenmiş su tüketimi istatistiklere geçmiş.
Yapılan araştırmalara göre, 1,5 litrelik plastik şişedeki su, en düşük ölçekle 45 gr. karbon ayak izine neden oluyor. Dünya çapında tüketilen tüm şişelenmiş suyun karbon ayak izi ise, yine en düşük oranda 14 milyon kg karbon ayak izi olarak hesaplanıyor. Daha basit bir ifadeyle, tükettiğimiz şişelenmiş suyun çevreye zararı 5 milyon adet arabanın toplamda çıkartacağı karbondioksit miktarına eşit.
Üstelik tamamı geri dönüştürülmüş plastikten üretilen şişeler bile karbon ayak izini ancak %20-30 oranında düşürebiliyor. Türkiye’de üretilen plastik şişelerin ise ancak %50’si geri dönüştürülüyor; fakat dönüştürülen malzeme ağırlıklı olarak tekstil sektöründe kullanılıyor.
Yani yeni 1 plastik su şişesi için yine plastik üretimi devreye giriyor. Dahası sadece ABD’deki şişelenmiş su sektörü yıllık 17 milyon varil petrol tüketimine ve 190 bin evin aydınlatmasına yetecek kadar enerji tüketimine neden oluyor.
Şişelenmiş su üretiminde maliyetler sadece üretim tesisinin suyun bulunması, çıkarılması, depolanması, taşınması, dağıtımı gibi kalemler için yaptığı yatırımlarla sınırlı kalmıyor. Ayrıca damacanaların ve atıkların geri toplanması, dezenfekte edilmesi ya da geri dönüşümü, gerekli personelin istihdamı, ulaşım ağının kurulması gibi süreçlerde gereken emek ve enerji tüketimi de, şişelenmiş suların tüketici gözüyle görünmeyen diğer gider kalemlerini oluşturuyor.